28. Juni 2013

avrupa'da neler oluyor?

"Türkler geliyor, kendinizi kurtarın"
30.07.1973

27 Mart 1994 yerel seçimlerinde Erdoğan % 25,19 ile sadece Istanbul'da 973.704 oy alarak İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi

3 Kasım 2002 seçimlerinde Genel Başkanı oldugu AK Parti % 34,29 ile 10.808.229 oy alarak iktidara getirildi.

22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan 23. Dönem Milletvekili Seçimlerinde % 46,6 ile 16.327.291 oy alarak 341 milletvekili çıkaran Ak Parti, Recep Tayyip Erdoğan'ı başbakanlık koltuğuna ikinci kez taşıdı.

12 Haziran 2011 tarihinde 24. Dönem Milletvekili Seçimlerinde oy yüzdesini % 49,83'e çıkarmış ve Türkiye genelinde 21.399.082 oy alarak toplamda 327 milletvekili ile üçüncü kez hükümet kurma yetkisini kazanmıştır.

10 Ağustos 2014 tarihinde aldığı 21.000.143 oyla geçerli oyların % 51,79'unu elde eden Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı seçildi.

Bugünlerde özellikle avrupa'da Türkiye'ye karsi karalama kampanyalari baslatilmistir. Müslüman Türk Milleti'nin 20 senedir sandiklarda Tayyip Erdogan'a verdikleri destek görmezden gelinmistir. Hatta daha da ileri gidilmis, Gezi olaylari arap baharina benzetilmis ve Tayyip Erdogan bircok medya kuruluslari tarafindan da diktatör ilan edilmistir.  

Bunun baslica sebebini özetlersek: 
Türkiye'nin yutulacak bir kolay lokma olmadigi anlasilmis, israil'e tavir koymasi ve ortadogu'da lider ülke konumuna gelmesiyle, avrupa birligine hem ekonomik, hem sosyal, hem de siyasi meydan okumasi gözle görülür bir gercek haline gelmistir. Ekonomik gücü finans krizi döneminde zarar görmemis, avrupalilar bu basariyi gipta ile izlemislerdir. Burada Türkiye'nin, finans krizinden büyük yaralar almis avrupa birliginde olmamasi Türk ekonomisini de bir nevi korumus oldu. Finans krizine kendini kaptirmayan, hükümetin de yatirim tesvikleriyle bütün dünyaya acilan Türk girisimciler, bu cesur davranislarinin karsiligini da bulmuslardir. Bunda elbette TC hükümetinin destegini arkalarinda hissetmeleri en önemli etkendir. Bunu bugün Koc, Sabanci gibi muhalif sermaye gruplari bile kabul etmektedir. 

Herkes sunu cok iyi biliyor. Türkler büyürse, yerinde durmaz, her yerde güc haline gelir, ekonomik ve siyasi nüfuzu ile kurulu düzenleri alt üst eder. Nitekim öyle de oluyor ve en büyük darbeyi avrupa birligi yemektedir. Ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerle calkalanan avrupa, kapisina dayandigi Türkiye'yi de, verdigi söze binaen, daha fazla bekletemeyecegini anladigi icin "büyük" bir oyun tezgahlayip, CHP'nin de destegiyle yurt icinde bir ayaklanma tezgahlamistir. Almanya'da hristiyan demokratlar ve yesiller (iktidar ve muhalefet) bir olmus gezi olaylarini anti-Tayyip propagandasi haline getirmis durumda. Alman kamuoyu su anda Tayyip'e karsi büyük antipati beslemektedir. Bu sene yapilacak Parlamento secimleri öncesinde hristiyan demokratlar Türkiye'nin avrupa birligine giremeyecegini hükümet programlarinda yayinlamislardir.

Hedef bellidir: Türkiye'yi avrupadan uzak tutmak.




21. Juni 2013

""İslam düşmanlarına açık mektup""

O kimseler ki, insanlar kendilerine 
"Düşmanlarınız size saldırmak için (mesela Gezi-Park'da oldugu gibi) toplandılar, (kafirler, müsrikler, münafiklar, militan sagcilar ve solcular, demokratlar, komünistler, kemalistler, ulusalcilardan olusan) ordular oluşturdular, asker topladılar, yığınak yaptılar, harekete geçtiler ... onlardan korkmalısınız" dediklerinde, bu sözden imanları daha güçlenerek "Allah bize yeter, O ne güzel bir vekildir" dediler. (Al-i Imran 173)

Öyleyse biz Müslümanlar da diyoruz ki size cevap olarak Kur'an-i Kerim yeter.
Biz susuyoruz, ALLAH konusuyor:

Ey müminler, kendinizden başkasını sırdaş ve dost edinmeyiniz. Olanca güçleri ile size zarar dokundurmaya, dirliğinizi bozmaya çalışırlar (amerika ve avrupa'nin yaptigi gibi), karşılaştığınız her sıkıntı onları sevindirir. Gerçi kinleri ağızlarından taşmıştır ama kalplerinde saklı tuttukları kin daha büyüktür. Eğer düşünecek olursanız size ayetlerimizi açık açık anlattık. (Al-i Imran 118)

İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler; bir de kitabın tümüne inanırsınız. Onlar sizinle karşılaştıklarında 'inandık' derler fakat kendi başlarına kaldıkları zaman size duydukları öfke yüzünden parmak uçlarını ısırırlar. De ki; `Öfkenizden ölün (çatlayın). Hiç şüphesiz Allah kalplerin içini dışını bilir.'
(Al-i Imran 119)

Eğer size bir iyilik dokunacak olsa bu onları üzer. Eğer başınıza bir kötülük gelse bu yüzden sevinirler. Eğer sabreder ve Allah'tan korkarsanız, onların hilesi size hiçbir zarar veremez. Hiç şüphesiz Allah'ın bilgisi onların yaptıklarını kuşatmıştır. (Al-i Imran 120)
 
ALLAH yukarida sözü edilen kinci, öfkeli bu Islam düsmanlarina acik ve net diyor ki: 
 
Kininizden (kahrolup) ölün!
Kininizle geberin!
Kin ve öfkenizle ölün!
Öfkenizden çatlayın!
Öfkenizden canınız çıksın!
Öfkenizden ölün (çatlayın)!
Öfkenizle kahrolun!
Gayzınız ile ölünüz!
Geberin kininizle!
Öfkenizle geberin!

Biz Müslümanlar sizleri uyariyoruz ve diyoruz ki:


Vakit dolmadan bulundugunuz karanliklardan Islam'in aydinligina gelin ve kurtulun. 

Evet biz sabrediyoruz ve ALLAH'tan korkuyoruz, ve biliyoruz ki sizlerin hileleri bize hicbir zarar VEREMEZ !

Allah'a savaş açanlar kaybetmeye mahkumdur.

Ey Müslümanlar Allah'ın yardımıyla zafer yakındır. Müminlere müjdeleyin.
Türk Milleti ISLAM'la sereflendikten sonra Ümmet-i Muhammed'e öncülük yapti.
Ya Rabbi, Islam topraklarindan mikroplari sil süpür...Müslümanlar'a kendi aralarinda muhabbet ve firaset ver...Islam sancagi altinda, bir ve beraber, dünya mazlumlarinin bekledigi adaleti ve hikmeti yerlestir. AMIN

velhamdulillahirabbilalemin 


13. Juni 2013

Change your mind

It is the year 2013. We challenge big problems still waiting for solutions. We ask many questions waiting for answers. More than ever the world becomes smaller what means that the need to understand incidents increases unstoppable. Solutions made by ruling states fail in almost every part of politics, economics, social and natural environments. The radical rejection of the message of The Creator by this ruling states leads humanity deeper and deeper into a crisis. What's the reason?
"Corruption has become rife, spread wide on land and sea in consequence of what people’s hands have wrought/did and so He will let them taste the consequences of some of their doings, so that they might mend/find their ways." (Surah Ar-Rum 41)
The situation is clear...corruption, oppression, cruelty, tyranny made by the hands of people.
Whatever good happens to you is from God; and whatever evil befalls you is from yourself.” (Surah An-Nisa 79) 
So whom can you accuse of destruction, war, occupation ? Who has the responsibility? Look at the world and think again. Think again and be honest. Look forward in order to make an effort for a fair world and don't forget ALLAH the Almighty, the Creator, the Ruler...

7. Juni 2013

atatürk'ün gölgesinde devlet yönetmek

Türkiye Cumhuriyeti devleti gücünü Türkiye Büyük Millet Meclisinden, yani parlamentodan alan bir sistemle yönetiliyor. Bu sistemin kurucusu bu konuda söyle söylüyor:
"Türkiye Cumhuriyeti demokrasi esasina dayali bir devlettir."
Demokrasi. insanlarin kendi kendisini yönetme sistemidir ve bu sistemi benimseyen atatürk bu konuda söyle söylemistir:
"Milletimizin bugünkü yönetimi gercek özelligi ile bir halk yönetimidir"
Kisacasi atatürk hem kendisinin hem de Türk milletinin demokrat oldugunu söylüyor, ve yönetim bicimi olarak "sadece" demokrasiyi savunuyor:
"Biz Türkler ruhen demokrat dogmus bir milletiz"

Halbuki Türk tarihini bilen herkes 1299 yilindan 1923 yilina kadar, yani 624 sene, Türkler Islam'la, yani ALLAH'in kanunlariyla yönetilmistir. Buna karsilik olarak atatürk, ALLAH'a dayanan hukukun yerine halkin iradesine dayali hukuku getirecegini su sözlerle belirtmistir:
"Tanrisal hukuka dayali mutlakiyet yönetimi yerine halk iradesine dayali Cumhuriyet"
Bunun yanina kemalistler, Müslümanlarin bu sisteme müdahalesini ve Islam'a tekrar geri dönüsümü ta basindan engellemek icin laiklik denen sistemi demokrasinin yanina yerlestirdiler. Simdi bu tarihi gercekleri belirttikten sonra, elimizde olanlara bakalim:

TC demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir. Halkin cogunlugu Müslümanlardan olusmaktadir. Sistem icerisinde Islami bir parti olamayacagindan, Islam'a ve Müslümanlara hizmet eden partiler kurulmustur. Müslümanlarin oylarini alan partiler Islam'a nasil hizmet edeceklerini önceden belirlemis ve günümüze kadar bircok hizmette bulunmuslardir. Burada bir püf noktasi vardir. Hizmetlerin cogu insanidir, insani olanlar da nefsanidir. Rahat bir Islami hayat yasatmak icin yapilan hizmetlerin cogunu bugün görebiliyoruz: Imam Hatip okullari, camiiler, kültür merkezleri vs.

Ne zaman ki insanlar "Tamam artik Islam seriatine gecelim" dediler (aslinda bunu bile demediler, diyemediler)...darbeler, gözaltilar, iskenceler birbiri ardina Müslümanlari sindirmistir, ürkütmüstür.
Müslümanlar bu meseleyi atatürk'ün gölgesi altinda devlet yönetmeye kadar götürmüslerdir, ama ne yazikki insani hizmetin ötesine ulasamamislardir. Halbuki birinci mesele bu degildir. Peki nedir birinci mesele?
Rasulullah (asm) "Onlari davet edecegin ilk sey, ALLAH'tan baska ilah olmadigina sehadet etmek olsun. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi).

Bundan dolayi Cumhuriyet tarihine baktigimizda, atatürk, inönü, menderes, demirel, özal, erbakan, erdogan gibi liderler ön plana cikmis, partileri sistem partileri olarak devleti yönetmis, ama atatürk'ün gölgesinden cikamamislardir. Yukarida atatürk'ün sözlerini tekrar hatirlatmak istiyoruz. Bu sözler bugün hala gecerliligini korumaktadir ve Islam'la uzaktan yakindan ilgisi yoktur.
Bu zulüme sistemin icerisinden müdahale etme sansiniz var mi? Var...anasayasa degisecek, laiklik anayasadan cikarilacak ve putlar yikilacak. Müslümanlar atatürk'ün degil, Kuran'in gölgesi altinda yasayacak ve devleti yönetecek. O zaman gelirse bitti mi? HAYIR...daha ilk adim olacak bu. Ondan sonrasi ALLAH kerim.



Aziz Yoldaşım

Mukaddime 'Oku, Anla ve Yaz!'  - Peki, nasıl okuyayım? Nasıl anlayayım? Nasıl yazayım? 'Yaratan Rabb’inin adıyla Oku, y aratan R...