30. Dezember 2011

31 ARALIK sizin olsun

Hicri 1433 Yilimiz'in ilk ayi Muharrem ayini geride biraktik.
Asura dedik, Lebbeyk Ya Huseyn dedik, ve kendimize bir söz verdik yine. Bikmadan, usanmadan Hüseyin'lerin, Hasan'larin, Ali'lerin, Osman'larin, Ebu Bekir'lerin, Ömer'lerin (ALLAH hepsinden razi olsun) yolu yolumuzdur dedik, cünkü onlar Rasulullah (asm)'in yolunda idiler. Ve biz de onlara destek olmak istedik, istiyoruz biiznillah. Birileri 31 ARALIK desin dursun, birileri katliamlarini, zulümlerini, ickilerle, havai fiseklerle kutlasin dursun, LA diyoruz biz, LA diyecegiz...hepsine LA diyecegiz, cünkü biz ALLAH'dan (cc) baska ilahlari, hüküm koyanlari, empoze edenleri, dayatanlari, hayatimiza müdahale eden her kim ve ne ise, REDDEDIYORUZ
ve diyoruz ki:
Ey insanlar !!! Gelin siz de LA ILAHE ILLALLAH MUHAMMEDUN RASULULLAH deyin, hem bu dünyada, hem de ahirette kurtulusa erin.
Mutluluk olarak bu size yeter de, artar bile...daha nelerin pesinde kosacaksiniz mutlu olmak icin?
31 ARALIK sizin bayraminiz, muhasebenizi yapacaksiniz mutlaka, ama unutmayin 1 OCAK sabahi yine mutsuz olarak uyanacak, mutsuz olarak yasayacaksiniz, cünkü siz, sizleri Yaratan ALLAH'a (cc) yüz ceviriyorsunuz.

Ey Müslümanlar !!! Siz de bu mutsuzlar güruhuna uyuyor, Rabbinizi unutuyor musunuz yoksa? Biliyor musunuz Rabbimiz en cok buna kiziyor. Inaniyorum diyerek siz kimin suyunda ilerliyorsunuz bir bakin, saginiza solunuza, önünüze arkaniza bir bakin. Siz nerede duruyorsunuz? Kimin tarafinda duruyorsunuz? Kimin dümen suyunda ilerliyorsunuz? 31 ARALIK onlarin, ve onlar kaybedecekler, peki ya sizin onlardan ne farkiniz kaliyor?
Kazananlardan olmak istemiyor musunuz yoksa? Bu dünya size yetiyor mu yoksa?

Ey insanlar !!! Ey Müslümanlar !!! Eger siz 31 ARALIK diyorsaniz, biz de diyoruz ki...
31 ARALIK sizin olsun, dünya sizin olsun, oyun, eglence, icki, kumar, fuhus, rezillikler sizin olsun.

Bizim ALLAHIMIZ var, ne mutlu bize, velhamdulillahirabbilalemin


5. Dezember 2011

Lebbeyk Ya Huseyn

Hz. Hüseyin 1 yaşındaki oğlu Ali Asgar'ı kucağına alarak, bebeğin susuzluktan dudaklarının kuruduğunu söyleyip su kenarına gitmek için izin istemiş fakat Hüseyin'in bu isteğine, bebeğin boğazına ok atıp onu öldürerek cevap vermişlerdi. 

KERBELA'DA SON GECE

O gece yanındakilere artık ayrılık vaktinin geldiğini söyleyen Hüseyin, bu karanlık gecenin sabahında öldürüleceğini anlamış ve bunu etrâfındakilerle paylaşmıştı. Onlardan, kendisiyle birlikte bulunarak hayatlarını tehlikeye atmamalarını, kaçıp kurtulmalarını istedi. Fakat onlarda vefâ duygusu, can korkusundan ağır bastı. Hüseyin'in bu son gecesiydi. Çadırdaki herkes bunu hissetmiş, Hüseyin'e ağlıyorlardı. O ise tam bir tevekkül ve vakarla onları tesellîye çalıştı. Geceyi, Yüce Allah'a duâ ederek geçirdiler.
Hz Hüseyin, üzerine saldıranlara karşı var gücüyle savaşıyordu. Kûfeliler bir yandan Hz. Hüseyin'i öldürmek istiyorlar, diğer yandan O'na ilk kılıç darbesi vuran şahıs olmaktan, başlarına büyük bir belâ almaktan korkuyorlardı. Fakat Şimr sürekli bağırıp çağırıyor, askerlerine bir an önce Hüseyin'i öldürmelerini emrediyordu. Nihâyet Zür'â isimli bir zorba, Hz Hüseyin'e ilk kılıç darbesini indirdi. Hüseyin, düştüğü yerden kalkmaya çalışırken, Sinan bin Enes En-Nehâî adında başka bir zorba, mızrağını Hz. Hüseyin'e sapladı. Peygamber torunu, başı önüne düşmüş, elleri ve dizleri üstünde dururken, Sinan üstüne atıldı ve başını kesti. Başsız beden yere düşerken, etraftaki Kûfeli leş kargaları bu şerefli bedene saldırarak üstünde ne varsa alıp yağmalamaya başladılar. Hz Hüseyin'in şanlı gövdesi, başsız bir şekilde, kanlar içinde yüzüstü kaldı, güneşin kavurduğu kıpkızıl Kerbelâ toprağında. Hz Hüseyin, 57 yaşında, Kerbelâ'da susuz bırakılarak şehîd edilmişti. 


Kaynak: Yeni Şafak Gazetesi

Aziz Yoldaşım

Mukaddime 'Oku, Anla ve Yaz!'  - Peki, nasıl okuyayım? Nasıl anlayayım? Nasıl yazayım? 'Yaratan Rabb’inin adıyla Oku, y aratan R...