16. März 2012

Cemaatler arası psikolojik savaş (2)


AK Parti Türkiye'dir ! videosunu izleyin öncelikle...

Kutlu Dogum Haftasi, Türkce Olimpiyatlari, Peygamber Sevdalilari, yani Diyanet Isleri Baskanligi, Gülen Cemaati ve dogudaki Kürt kökenli Müslümanlar, özellikle AK Parti iktidari dönemlerinde Türkiye'de önemli organizasyonlara imza atmislardir. Kutlu Dogum Haftasi geleneksel olarak tüm il ve ilcelerde Diyanet Isleri Baskanliginin öncülügünde kutlanmaktadir. Gülen Cemaati, Türkce Olimpiyatlariyla tüm dünyadan cocuklarin katildigi, ve Islami kesimlerin yogun ragbet gösterdigi bir organizasyon haline gelmistir. Peygamber Sevdalilari Platformu, dogu ve güneydogu illerinde meydanlara inerek milyonluk mitingler düzenlemislerdir.
Acikcasi daha nice cemaatler Türkiye'nin hemen hemen her il ve ilcesinde proje üstüne proje gelistirmektedir. Bunlardan bir kac tanesini sayacak olursak, öne cikanlardan bir kaci, 81 ilde 81 sahabe, Namaz Gönüllüleri Platformu, konferanslar, seminerler vs. En önemlisi de yazili ve görsel medyadan ziyade her bir cemaatin kendi konferans salonlari mevcuttur ve bunun yaninda "medrese" hazirliklari da devam etmektedir.
Bu calismalarin her biri tek bir kelime altinda özetlenebilir. HiZMET. Nitekim cemaatlerin bir cogu söylemlerini HiZMET olarak degistirmislerdir. Bunun arka planinda yine AK Parti iktidarinin empozesi vardir, cünkü AK Parti iktidari anlayis olarak ne kadar Muhafazakar Demokratligi benimsemis olsa da, kök olarak Milli Görüs geleneginden gelmektedir ve hedefi Islam Birligi olan bir zihniyetin agir bastigi kadrolara sahiptir. Buraya kadar hersey cok verimli ilerliyor denebilir. Bunu vatandaslar görüyor ve yapilan calismalari takdir ediyorlar. Ama gelin görün ki, yapilan bu hizmetler AK Parti iktidarina mal ediliyor, ve tam bu noktada dikkat edilmesi gereken bir husus var:
AK Parti iktidari, Basbakan R. Tayyip Erdogan'nin sahsinda bir cemaatin lideri degildir, ama öyle algilanmaktadir. Basbakan bugün var, yarin yok. Meselenin ic yüzü de tam burada ortaya cikiyor. AK Parti iktidari birlik ver beraberligi sagladi, dogrudur, ama AK Parti iktidari giderse ne olacak?
Diyanet Isleri Baskani Mehmet Görmez bu noksanligi görmektedir, ve son yaptigi aciklamada tüm dünya Müslümanlarinin Islam alimleri yetistirmesini tavsiye etmektedir.
Ümmet-i Muhammed'in alimleri, bütün dünyadaki Müslümanlari kucaklayacak, yarinin imamlarini veya halifelerini sececek kabiliyette yetistirilmesi gerekmektedir ki, Ümmet-i Muhammed tekrar sahlanisa gecsin. Kurtulus siyasilere umut baglayarak degil, tüm cemaatlerin birbirine saygili, seffaf ve yardimci, Islam Ümmeti'nin tekrar Ümmet olmasi ve tüm dünya halklarina kucak acmasi, dünya ve ahirette tek kurtulusun ALLAH''in insanlara din olarak sectigi ISLAM'a, yani ALLAH'a teslimiyete kosmasi ile mümkün olacaktir insaALLAH.


14. März 2012

Cemaatler arası psikolojik savaş (1)

rant yarışı mı, hayır yarışı mı ?


 
Günümüzde yasanan cemaatler arasi sorunlara göz atmak gerekirse, güncel bir olayi sizinle paylasmayi uygun görüyoruz. Malumunuz AK Parti iktidari özgürlükler noktasinda BATI medeniyetini örnek alarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaslarina bir takim haklar sunmustur ki, bu haklar esasen temel insan hakki ve hürriyetleri cercevesinde degerlendirildiginde, olagandir. Bütün dünyayi saran BATI egemenligi, Osmanli'nin yikilmasindan sonra kendi standartlarini dünya kamuoyuna sistematik ve medaytik bir sekilde yerlestirmis, 1948'de insan haklari evrensel bildirgesi ismi altinda dünya ülkelerine bunu empoze etmekle kalmamis, ayni zamanda bir ülkenin nasil yönetilmesi gerektigini de cesitli legal ve illegal yollarla dayatmistir. Gelin görün ki egemen gücler 2. dünya savasindan sonra bu bildirgeyi sadece gerekli gördüklerinde, yani kendi cikarlarina göre yorumlamislar, kimilerine sagci, solcu, komünist, demokrat, ve sayamayacagimiz nice bloklasmalarda birbirilerine suc duyurularinda bulunmuslardir. Ve ne yazikki bu bloklasmalar sonucu catismalar cikmis, kaybedenler hep masum insanlar olmustur. Bütün bu bloklasmalarin arkasindan tek bir güc manevi olarak ayakta kalmayi basarmistir: Osmanli yikilmis, hilafet kaldirilmis, Ümmet sinirlari gitmis, devlet sinirlari cizilmis ve Islam birligi parcalanmis, ama yine de Müslümanlar maneviyatini korumayi basarabilmislerdir. Bu, Alemlerin Rabbi'nin (cc) samimi kullarina bir lütfudur biiznillah. Zira zalimin zulmünün yaninda, takva sahibi Mü'min ve de Mü'mine Müslümanlarin ALLAH'i (cc) vardir elhamdulillah. Tekrar Türkiye Cumhuriyeti'ne dönecek olursak, son 10 senede AK Parti iktidari 80 senedir ülkeyi soyup sogana ceviren CHP zihniyetine karsi mücadele etmis, devleti dikta rejiminden bir nebze olsun adalet ve cogulculuk prensibine dogru kaydirmistir. Ve bunun sonucu olarak suc islememis bütün gruplara gün dogmustur. Türkiye'de A'dan Z'ye herkesi bir cati altinda birlestirmek isteyen AK Parti iktidari, bunu, oy oranlarina bakildiginda, 10 senede basarmistir. Gelin görün ki, 100 senedir parca parca olan Ümmet özlemi gitmis, yerini iktidara yamanmaya calisan sayisiz gruplar adeta bir ic savasa girismislerdir. Bu gruplarin birinci hedefi gayet tabii kendi cemaatlerini, vakiflarini, derneklerini kisacasi can damarlarini muhafaza etmek ve iktidarda söz sahibi olabilmek olarak özetlenebilir. Elbette ALLAH rizasi icin calisan Islam cemaatleri ister istemez bir rantin icine girmislerdir böylelikle. Ve yine gayet tabii bir cok cemaat, cemaat olmaktan cikmis, camia haline gelmistir. Tam da bu noktada kirilma basliyor kanaatimizce. Basta bütün cemaatlerin hedefi Islam'a tarafsiz bir sekilde hizmet iken, iktidarin bir parcasi oluyorlar, isteseler de istemeseler de.

7. März 2012

ALLAHUEKBER



"Allah'ım hamd sanadır. Sen göklerin, yeryüzünün ve bunlarda bulunanların nurusun. Hamd sanadır. Sen göklerin yeryüzünün ve onlarda bulunanların hakimisin. Hamd sanadır. Gerçek Hak sensin. Senin verdiğin söz hak ve gerçektir. Sözün doğru ve haktır. Sana kavuşmak hak ve gerçektir. Cennet haktır ve vardır, cehennem de haktır ve gerçektir. Peygamberler haktırlar, doğruyu söylemişlerdir. Muhammed de doğruyu söylemiştir. Kıyamet günü doğrudur mutlaka gelecektir. Allah'ım sana teslim oldum. Sana inandım. Sana güvendim. Sana döndüm. Senin yardımınla savaştım. Senin hükmüne başvurdum. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla. Gizli ve açık yaptıklarımı affet. Sen benim ilahımsın. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Güç ve kuvvet ancak ve ancak yüce ve ulu Allah'a aittir."

2. März 2012

Eğlence değil ILIM gerek ILIM

 Pasiflik, cagimizda en büyük hastaliklardan bir tanesidir.
Aktif olmayan, aksiyon ve maceraya adim atmaktan ziyade careyi kendilerini sinemada aksiyon filmi, veya bilgisayar baslarinda sanal savas meydanlarinda bulan bir genclik duruyor önümüzde. HIPNOZ, BÜYÜ, SIHIR, hepsi artik avuc ici kadar kücücük ekranlarda. Hakeza CHAT, FLÖRT, SANAL SEHIRLER, akliniza ne gelirse, hayal gücünün ulastigi yere kadar, yani ne ararsaniz bir TIK kadar parmaklarinizin ucunda.

Dava'ya hizmet adi altinda Twitter, Facebook gibi sosyal medya sitelerinde degisik yöntemler denenir oldu. Tabi bunun etkisi ayri bir tartisma konusu. Video paylasim sitesi Youtube bu konuda cok faydali olmustur ama sosyal medya ne yazikki asosyal medya halini almistir. Simdilerde Islami bir FACEBOOK yayina girecek haberleri beni sasirtmadi acikcasi. Müslümanlari pasifize etmekten daha kolay ne var?
Aktif dava adamlarinin basarisini en iyi bilen ve gören Islam düsmanlari, en basta böyle adamlari kendi sistemleri icerisine cekme gayreti icerisine girer.

Teknolojik cagda, mucitlerin insanlara sundugu "Entertainment", yani eglence modelllerine baktigimizda bu konuda hep bir artis gözlemlenmekte. Egitim modellerine kadar giren bu "eglence" modelleri, Dava adamina ne büyük zararlar verdi gelin hep birlikte analiz edelim.

Rabbimiz (cc) ne buyuruyor Kur'an-i Keriminde? Alak Suresine bakiniz:

Oku !!!
Oku, çünkü Rabbin Sonsuz Kerem Sahibidir,
[insana] kalemi kullanmayı öğretendir, (yani Kalem ile ögreten, egiten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir, Kalemle yazmayı öğretendir.

Burada Rabbimiz acik bir sekilde, hem de daha ilk inen ayetlerde, bizlere su mesaji veriyor:

Üstad Seyyid Kutub Fizilal'il Kur'an tefsirinde

"Kalemle" öğretme gerçeği ortaya çıkmaktadır. Çünkü kalem eskiden olduğu gibi bugün de, insan hayatına en geniş ve en derin etkiyi yapmış ve yapan öğretim aracıdır. O zamanlar bu gerçek şu anda bizim gördüğümüz ve insan hayatında bildiğimiz biçimi ile bu açıklıkta değildi. Ama yüce Allah kalemin değerini biliyor ve insanlığa gelen en son kutsal mesajın inmeye başladığı ilk anda ve Kur'an'ın ilk suresinde kalemin önemine dikkatleri çekiyordu.

Kisacasi KALEM = ILIM ve bu ILIM eger TEVHID ile birlesirse nelerin olacagini Seytan aleyhillane ve onun dostlari cok iyi bilmektedirler. BATI(L) medeniyeti, Islam ilimlerini ellerine gecirdikten sonra hizli bir sekilde endüstrilesme ve teknolojik gelisime caglarina götürmüstür, ve bunu yaparken hic bir sekilde zulüm etmekten geri durmamistir. Tam aksine bu ilerlemeyi masum insanlarin kani üzerinden gerceklestirmislerdir.

Sonuc: Dünya üzerinde zalimlere DUR diyen Müslümanlar, bundan sonraki sürecte KALEM = ILIM = KURAN ekseninde hep birlikte Resulullah (asm)'in ögrettigi sekilde yeniden YA ALLAH BISMILLAH diyerek Ümmet olma yolunda gayret göstermeliler, bunu da BiR ve BERABER olarak, KARDES olarak...zalim tagutlarin oyunlarina, planlarina gelmeyerek.

Rabbimiz (cc) bizleri bu yolda muvaffak kilsin. Amin

velhamdulillahirabbilalemin





Aziz Yoldaşım

Mukaddime 'Oku, Anla ve Yaz!'  - Peki, nasıl okuyayım? Nasıl anlayayım? Nasıl yazayım? 'Yaratan Rabb’inin adıyla Oku, y aratan R...