28. Februar 2006

ALLAH Sevgisi

Cenâb-ı Hak, insanın kalbine sonsuz bir muhabbet kabiliyeti yerleştirmiştir. Bu sonsuz muhabbet, ancak zât ve sıfatlarıyla sonsuz kemâlde bulunan Allah içindir. Yâni, insana lütfedilen bu sevgi kabiliyeti Allah’ı sevmek içindir.

Allah’ı sevmenin nasıl olacağına gelince, bu hususta Kur’ân-ı Kerim şu ölçüyü koymuştur:

“De ki: Eğer Allah’a muhabbetiniz varsa hemen bana uyun ki, Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı affetmekle örtsün. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” (Âl-i İmrân Sûresi, 31 )

Yukarıdaki ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle buyurulmaktadır:

“Allah’a (c.c.) imanınız varsa, elbette Allah’ı seveceksiniz. Madem Allah’ı seveceksiniz, Allah’ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise Allah’ın sevdiği zâta benzemelisiniz. O’na benzemek ise, O’na ittiba etmek (tâbi olmak)tır. Ne vakit O’na ittiba etseniz Allah da sizi sevecek. Zaten siz Allah’ı seversiniz; tâ ki, Allah da sizleri sevsin” (Lem’alar, 21)

Kaynak: Sorularla Islamiyet

24. Februar 2006

IHLAS

Said Nursi İhlas Risalesinde iman edenlere gerçek ihlası yakalamak için neler yapmaları gerektiğini maddelerle açıklamıştır. Birinci düstur şu şekildedir:

Birinci Düsturunuz: Amelinizde rıza-yı İlahi olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. Onun için, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızasını esas maksad yapmak gerektir.

Üstadın belirttiği ikinci düstur ise şu şekildedir:

İkinci Düsturunuz: Bu hizmet-i Kur'aniyede bulunan kardeşlerinizi tenkid etmemek ve onların üstünde faziletfüruşluk nev'inden gıbta damarını tahrik etmemektir.

Üçüncü düstur ise iman edenlerin güçlerini nereden aldığına işaret etmektedir:

Üçüncü Düsturunuz: Bütün kuvvetinizi ihlasta ve hakta bilmelisiniz. Evet kuvvet haktadır ve ihlastadır. Haksızlar dahi, haksızlıkları içinde gösterdikleri ihlas ve samimiyet yüzünden kuvvet kazanıyorlar.

Dördüncü Düsturunuz: Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şakirane iftihar etmektir.

Ihlas ve muhabbet

Herşeyde bir ihlas var. Hattâ muhabbetin de ihlas ile bir zerresi, ağırlıklarla resmî ve ücretli muhabbete tercih edilir. İşte bir zât bu ihlaslı muhabbeti şöyle tabir etmiş:
"Ben muhabbet üzerine bir rüşvet, bir ücret, bir mukabele, bir mükâfat istemiyorum. Çünkü karşılığında bir mükâfat, bir sevab istenilen muhabbet zaîftir, devamsızdır."

(Bediüzzaman)

Rahman ve Rahim olan ALLAH'a hamd olsun

17. Februar 2006

Duygular

Ya Rabbi, senin muhabbetin kalbimize gida, derdimize derman, yaralarimiza deva...
Senin muhabbetin ile acildi ve gördü gözlerimiz, duydu kulaklarimiz...
Senin muhabbetindir kalbimizde olan.

Ya Rabbi, senin rahmetin ruhumuza safa,
Ruhumuz senin rahmetinle buldu huzuru, dualarimiz ancak sana.

Ya Rabbi, senin sefkatin bedenimize sifa,
Tutuyorsun sefkatinle ellerimizi Ya Rahman, Ya Rahim...
Bizi birakma, Ya ALLAH bizi birakma...

AMIN

ALLAH razi olsun

Aziz Yoldaşım

Mukaddime 'Oku, Anla ve Yaz!'  - Peki, nasıl okuyayım? Nasıl anlayayım? Nasıl yazayım? 'Yaratan Rabb’inin adıyla Oku, y aratan R...